TDV KAGEM’de “Toplumsal Alanda Kadın” seminerleri dizisinde bu ay, Diyanet İşleri Uzmanı Lamia Levent Abul ile medyanın etkisi, gücü ve buna karşın takınmamız gereken tavırlar ve medyada kadının temsili konusu ele alındı.

Küresel Etkiye Sahip bir Güç: Medya

Medyanın bireysel ve toplumsal alanda en büyük güce sahip alanların başında geldiğini ifade ederek sözlerine başlayan Abul, “Bugün medya, toplumu yönlendirme, kamuoyu ve gündem belirleme işlevleriyle küresel bir güç haline gelmiş durumda. Medyada üretilen bilgi ve haberler internetin yaygınlaşması ile tüm dünyada hızla dolaşıma girmiştir. Ancak medyada oluşturulan pek çok içeriğin doğruluğu ve gerçekliği tartışmalıdır. Zira çoğunluğu hiçbir doğrulama süzgecinden geçmeden yayınlanmaktadır. Özellikle İslam ve Müslümanlar söz konusu olduğunda, Batı medyası yanlı yayınlar yapmakta ve kamuoyunu yanlış yönlendirmektedir” diye konuştu.

“Medya için etik ilkeler, hukuksal yaptırımlardan daha önemlidir”

Son yıllarda sosyal medyanın yaygınlaşması ile birlikte medyanın kitleler üzerindeki etkisinin de arttığının altını çizen Abul, “Medya için etik ilkeler, hukuksal yaptırımlardan daha önemlidir. Medya etiği konusunda İslam’ın getirmiş olduğu haber ve bilgi kaynağının güvenirliği, doğruluk ve dürüstlük, zan ve tecessüs yasağı gibi önemli temel ilkeler, bugün hala güncelliğini korumaktadır” dedi.

Medyada kadının temsili…

Abul, “Gerek yazılı, gerekse görüntülü medyada kadının nesneleştirilmesi ve kadın üzerinden yeni hayat tarzları ve tüketim alışkanlıklarının kazandırılması söz konusudur. Yaygınlığı ve çok izlenilmesi açısından reklam, iletişimin en etkili araçlarının başında gelmektedir. Reklamlar, insanlara haz ve mutluluk vaad etmenin yanında yaşam tarzı ve alışkanlıkları üzerinde de etkili olmaktadır. Bunu da çoğunlukla fiziksel yönden çekici ve bakımlı kadınlar üzerinden izleyiciye sunmakta. Kadın veya erkek, bilinçli tüketiciler olarak reklamlar yoluyla bize dayatılan imajların gerçeği tam anlamıyla yansıtmadığının farkında olmak durumundayız. Reklamlar ürünün özellikleri ve işlevlerini doğru bir şekilde ortaya koymadığı gibi, reklamın bilinç yönetimi pazarının önemli bir parçası olduğu gerçeğini de akıldan uzak tutmamak gerekmektedir” diye ifade etti.

Medyanın günümüz insanı için vazgeçilmez hale gelmiş olan haber, bilgi ve eğlence araçlarının başında geldiğine vurgu yapan Abul, “Medyanın olumsuz etkilerine ve manipülasyonlarına karşı tüm medya yayınlarını bir süzgece tabi tutarak okumak ve izlemek gerekir. Özellikle söz konusu kadın olduğunda gerek yazılı gerekse dijital mecralarda kadın, olumsuz haber, yorum ve programlar ekseninde kendine yer bulabilmektedir. Yaratıcının erkekle birlikte yeryüzünün en şerefli ve en değerli varlığı olarak yarattığı kadının onurunu örseleyen yayınlara konu edilmesi ne dini ne ahlaki ne de insani açıdan kabul edilebilir değildir. Çalışan, üreten, topluma artı bir değer katan kadın kimliklerine ya çok az yer verilmekte ya da görmezden gelinmekte. Diğer taraftan altarnatif medyalar oluşturmak yoluyla iyi ve doğru örnekler ortaya koymak insani sorumluluğumuzun bir gereğidir” diyerek toplum olarak medya okur-yazarlığı konusunda eğitim alarak kendimizi ve ailemizi medyanın olumsuz etkilerinden asgari seviyeye indirerek koruyabileceğimizi vurguladı.