TDV KAGEM’de Mutluluk Onay Belgesi başlıklı söyleşisi ile Fatma Barbarosoğlu’nu konuk ettik.
KAGEM Konferans Salonunda gerçekleşen söyleşide Barbarosoğlu; Her birimiz bugün, sosyal medyada çok fazla haber kovalıyor durumdayız. Fakat asıl haberdar olmamız gereken konulardan maalesef haberdar değiliz. Çünkü sosyal medyanın bizlere yaptığı en acı tahribat, hayata dair olayların artık bizim için haber değeri taşımıyor olması. Bugün dünya her şeyi rakamlara dökmüş durumda. Çünkü algılarımız buna kodlandı. Kaç kişi beğendi, paylaştı, okudu ya da takip etti? Dolayısıyla bugünün insanlarını rakamlarla ayırmaya ve ayrıştırmaya çalışıyorlar. Bizlerin vakit örgütlenmesini de sosyal medya iştahı belirliyor ve sonuç olarak hayata dair en kıymetli vakitlerimizi de elimizden alıyorlar. Bunun için ‘sosyal medya perhizi’ diyebileceğimiz uygulama bugün bu hastalığa en iyi ilaç gibi görünüyor” diye konuştu.
“Bizleri dışarıdan birileri değil, mesafe koyamadığımız durumlar değiştiriyor”
“Bizler, internet üzerinden gazete okurken aslında haber okumuyoruz. Çünkü ekranın dilini onu dizayn edenler belirliyor ve bizlerin neyi görmesini istiyor ise onu görüyor ve onu okuyoruz. Her gün dış dünyadan beynimize milyonlarca görüntü alıyoruz. Fakat bu bilgi ve görüntüleri düzgün yerleştirmezsek hafızamız çöplüğe döner. Bu sebeple karşımıza çıkan her şeye zaruretlerimiz miktarınca mesafe koymalıyız. Bilmeliyiz ki; bugün bizleri dışarıdan birileri değil, mesafe koyamadığımız durumlar değiştiriyor” sözlerini ekledi.
“Popüler kültürü aynı ideale bakan değil, birbirine bakan insanlar oluşturuyor”
Günümüzde kadın ve erkek arasındaki kavga ve boşanmaların en büyük sebebinin hayata dair ortak ideallerin olmamasından kaynaklandığının altını çizen Barbarosoğlu, “Popüler kültürü aynı ideale bakan değil, birbirine bakan insanlar oluşturuyor. Şiddetin asıl sebebi ise toplumdaki ahlaki kodların bozulmasından kaynaklanıyor. Günümüzde sosyal medyadaki reklamlar da bu anlamda kadınla erkeği karşı karşıya getirmekten öteye gidemiyor. Bu sebeple teknoloji ile aramıza bir mesafe koymalı ve yaradılışımızdan gelen fıtratımızı bozmasına izin vermemeliyiz. Eskiden “kırk hadis kültürü” vardı. Bugün keşke yine bunu uygulayabilsek ve herkesin kendine ve günlük yaşantısına uygulayabileceği kırk yol haritası, diğer bir değişle rehberi olsa, eminim her birimiz daha şuurlu olurduk” dedi.
Barbarosoğlu, Bugün dinlemekten ve ikna olmaktan korkan bir toplum haline geldik. Çünkü kendimize ait kelimelerimiz yok. Hepimizin acil olarak kendimizi ifade edebileceğimiz doğru ve iyi kelimelere ihtiyacı var. Güzel kelimelere sahip olmak için de, doğru ve iyi okumalarımız olmalı diyerek çokça ve doğru seçilmiş kaynakların okunmasını tavsiye etti.
Ankaralıların yoğun katılımı ile gerçekleşen söyleşi, dinleyicilerden gelen sorular eşliğinde son buldu.