TDV KAGEM’de her ay düzenli olarak Türkiye’deki güncel ve sosyal konu ve kavramları ele almak üzere gerçekleştirilen Türkiye Meseleleri Söyleşilerinde, Türkiye’nin sosyal/siyasal düşüncesi üzerine kapsamlı çalışmalar yapmış ve bu temel kavramlarla ilgili derinlikli analizleri olan sosyal bilimci Prof. Dr. Ömer Çaha konuk oldu.
Prof. Dr. Ramazan Yelken yönetiminde düzenlenen söyleşi dizisinde bu kez “Türkiye’de Darbeler ve Demokrasi” ilişkisi toplumsal hayatımızdaki etkileri çerçevesinde konuşuldu.
Sözlerine darbenin tarifini yaparak başlayan Çaha, “Darbe, silah zoru ile yönetime el koyma biçimidir. Modern dünyada bunu ordular yapar. Elbette her darbenin gerisinde o darbeye zemin hazırlayan ve destekleyen birtakım unsurlar farklı isimler altında hep var olagelmiştir. Maalesef, medya başta olmak üzere sivil toplum örgütleri, üniversiteler ve büyük iş adamları da buna çanak tutmuştur” diye konuştu.
Ne kadar haklı temellere dayanırsa dayansın hiçbir darbenin meşruiyeti yoktur
“Dünyada düzgün işleyen demokrasilerde genel olarak bir darbe görmüyoruz” diyerek sözlerine devam eden Çaha, “Böyle durumlarda krizi devlet kendi içinde çözebiliyor. Fakat buna rağmen bir darbe oluyorsa içeride krizin dışında bir durum var demektir. 12 Eylül Darbesi böyledir. Daha sonra gördük ki işin içinde faili meçhul durumlar var” ifadelerini kullandı.
Türkiye’deki 15 Temmuz dâhil tüm darbelerin bir dış planlayıcısı olduğunun altını çizen Çaha, “ Ne kadar haklı temellere dayanırsa dayansın hiçbir darbenin meşruiyeti yoktur. Sonuç olarak gördük ki, Türkiye’deki tüm darbelerin sonucunda Sağ-Sol fark etmeksizin bütün kesimler mağdur olmuştur” dedi.
Çaha, “Bizdeki, darbe biçimi ile yurt dışındaki darbeler arasındaki farklılıklara baktığımızda ise şunu görüyoruz. Dünya tarihinde darbelerin en çok gerçekleştiği coğrafyalar; Afrika ve Latin Amerika’dır. Buradaki darbelerin bizden farklı olarak en büyük özelliği uzun süreli olmasıdır. Darbeler kapsamlı bir şekilde gelmiş ve uzun süre devam ettirilmiştir. Bizde ise, asker birden gelip hükümete el koyuyor ve kısa süre sonra süreci bir sivil topluluğa bırakıp geri çekiliyor” diye konuştu.
Türkiye’deki her darbe kendi içinde bir lider çıkarmıştır
“Her darbenin bir hedefi vardır. Bu hedef genellikle bir partiye ve onun liderine olmuştur” değerlendirmesinde bulunan Çaha, “27 Mayıs, 12 Eylül ve 15 Temmuz Darbelerinde buna yakından şahit olduk. 28 Şubat Darbesi diğerlerinden farklı olarak, sadece bir partiye değil, aynı zamanda dini değerlere karşı yapılmış bir darbeydi” diye konuştu.
Bir 15 Temmuz Hikâyesi: İçindeki Şakirti Öldürmek
15 Temmuz FETÖ/PDY darbe teşebbüsünün darbe geleneği içinde ciddi bir kırılma yarattığına dikkat çeken Çaha, yeni çıkan kitabı İçindeki Şakirti Öldürmek ’in serüvenini izleyicilerle paylaştı. Roman tarzında kaleme aldığı kitabında, “hizmet, dava, diyalog, barış, hoşgörü” gibi söylemlerle yola çıkarak “binlerce insanın ruhunu, aklını, vicdanını nasıl zaptı rapt altına alan” FETÖ/PDY terör örgütünün insanları nasıl olup da “akıl, vicdan, izan ve acıma duygusundan yoksun birer ölüm makinesine, birer mankurta dönüştürdüğü”nün cevaplarını aradığını söyleyen Çaha, sözlerine “Türkiye’de; Çanakkale, Türkiye’nin ortaya çıkış hikâyesidir. 15 Temmuz ise, onun korunması hikâyesidir” sözleri ile son verdi.
Söyleşinin ardından Ömer Çaha ve Ramazan Yelken, izleyicilerin sorularını yanıtladılar.