TDV KAGEM’de, Uzman Psikolog Mürşid Ekmel Aybek “Anne-Baba Yoksunluğunun Çocuk Üzerindeki Etkisi” üzerine bir seminer verdi.

 Çocuğun doğuştan itibaren attığı her adım, ondaki yazılımın bir parçası ve kendini keşfetme çabasıdır

 “Çocuğun kişiliği ve karakterinin gelişimi, mutluluğu, başarısının sağlanması önce onun yapısını korumaktan ve gelişimine fırsat vermekten başlar” diyerek sözlerine başlayan Aybek, çocuğun doğuştan itibaren attığı her adımın ondaki yazılımın bir parçası ve kendini keşfetme çabası olduğunun altını çizerek “Her yaş bir akıl ile gelir” diyerek çocuklardaki en büyük iletişim aracının oyun oynamak ve onları dinlemek olduğunu söyledi.

 Çocuk ile iletişimdeki en büyük üç tuzağın, ödül, ceza ve disiplin olduğunu söyleyerek sözlerine devam eden Aybek, “Eğer çocuk, çocukluğunu gerektiği şekilde yaşayamaz ise dikkati dağılır, sorumluluklarını erteler, sürekli eleştiren ve olaylara negatif bakan bir bireye dönüşür. Kendinden ve insanlardan nefret eder. En önemlisi de kendi olamaz. Kendini bilemez ise de Rabbini bilmez” diye konuştu.

 Bir türlü “olamayan” ve başaramayan çocuk kendini değersiz, yetersiz ve güvensiz hisseder

 Yoksunluğun çocuğun üzerindeki muhtemel etkileri ve ortaya çıkardığı davranışları katılımcılardan da gelen sorular eşliğinde açıklayan Aybek, “Çocuklarla ilgili etkileşimde en büyük zararı maalesef görmezden gelinen çocuklar yaşamakta. Bir türlü “olamayan” ve başaramayan çocuk kendini değersiz, yetersiz ve güvensiz hisseder. Sonuç olarak da, beğenilmeye aç hale gelir. Yeterli olmak için de hırslanır ve ümidini kaybeder. Devamında ise, bir şeylere bağımlı kişiler haline gelir. İbn-i Haldun’un güzel bir sözünde belirttiği gibi “Beyin değirmen taşına benzer. Eğer siz yeni şeyler eklemezseniz, kendi kendini yemeye başlar” ” diyerek bunun çözümünün de onları sevmek, saymak, dinlemek ve anlamaktan geçtiğini belirtti.