BESLENMENİN FELSEFESİ: BOZULAN GIDA MI? İNSAN MI?
TDV KAGEM’de ikincisi düzenlenecek
olan sağlık seminerlerinin yeni dönem açılış konferansı “Beslenmenin Felsefesi:
Bozulan Gıda mı? İnsan mı?” konu başlığı ile Sağlık ve Gıda Güvenliği Hareketi
Derneği Başkanı Can Kemal Özer tarafından gerçekleştirildi.
Beslenmemizin, market raflarını süsleyen sentetik gıdaların
insafına bırakıldığından beri sağlığımızın bozulduğuna işaret ederek konuşmasına
başlayan Kemal Özer, “Gıda sektörü son derece rasyonel: Daha çok kazanmak için
ne gerekiyorsa yapıyor. Yiyeceklerin tabii hallerine tahammül edemiyorlar.
Çünkü bizim için sağlık demek onların sektöründe ‘para’ etmiyor. Bu sebeple büyük üreticiler, gıdaların raf
ömrünü uzatmak, rengini cazip kılıp tadını değiştirmek ve hacmini artırmak için
katkı maddesi kullanıyor. Dolayısı ile de bu katkı maddeleri hem sağlığımızı
hem de insanlığın geleceğini çok ciddi şekilde tehtid ediyor” diye konuştu.
Özer, gıdayı endüstüriyel müdehaleye maruz bıraktığımızda besin
değerini de düşürmüş oluyoruz. Yediğimiz gıda besin ihtiyacımızı karşılasa da,
vitamin ve mineral eksikliğine neden oluyor. Dolayısı ile gıdanın vasfının
bozulması ile de toplumda çok sayıda düşük ve sakatlıklar ortaya çıkıyor.
İnsanlığın ortak mülkiyeti olan tohumların üzerinde bugün bilinçli olarak
oynama yapılarak farklı hastalıkların ortaya çıkmasına ve buradan da çeşitli
sektörlere acımasızca yer açılmasına vesile olunuyor” dedi.
“Gıda
bozulunca sıhhat bozulur, sıhhat bozulunca da insan bozuldu”
Son elli yılda dünyadaki engelli oranının %2’den %20’ye çıktığının
altını çizen Özer, bunun en büyük sebebinin beslenmeden kaynaklandığını ifade
ederek şöyle devam etti: Kâinattaki bozulmanın en büyük müsebbibi olan varlık
insandır. Bugün gıdanın genetiği ile oynayanda yine insandır. Batı, kendi endüstirisini
devam ettirmek için yine insanı kullanıyor. Gördük ki; gıda bozulunca sıhhat
bozulur, sıhhat bozulunca da insan bozuldu. Çünkü yiyecek en büyük silahtır.
“Dünyada
açlık değil, israf sorunu var”
Özer, “Bugün dünyada üç insandan ikisi obez ya da şişman ve her
gıdadan biri çöpe gidiyor. Buradan da görüyoruz ki dünyada açlık değil, israf
sorunu var. Refah düzeyi arttıkça sağlık sorunları ile birlikte israfında
arttığını görüyoruz” dedi.
Yeme içmede de bir ölçünün olduğu ve buna en büyük örneğin
Peygamberimizin hayatının olduğuna vurgu yapan Özer, sadece gıdanın bozulması
değil, bizim yeme içmedeki ölçümüzün bozulduğunu ifade ederek şifa hazımda
gizli olduğunu ve dinimiz gibi mutfağımızın da İslam olmadığı sürece nasıl
Müslüman kalabiliriz” diye ekledi.
KAGEM’de yeni dönemde düzenlenmesi planlanan sağlık seminerleri on üç farklı konu başlı ile alanında uzman kişiler tarafından verilecek. Nisan ayında tamamlanması planlanan seminer dizisinin başlıkları ise şu şekilde; Sağlıklı Olmak Hayır Demekle Başlar: Doğru Beslenme ve Obezite, Erken Teşhis Hayat Kurtarır: Kanser, İnsan, İnsanda Büyür: Madde Bağımlılığı, Hayat Devam Ediyor: Yaşlılık ve Alzheimer, Kendini Doğruca Bulmak:Ruh Sağlığı, Aman dikkat: Ev Kazaları, Yediklerimiz Temiz mi? Gıda Güvenliği ve Hijyen, Hayata Sağlam Tutunmak: Kalp Hastalıkları, Bir Cana Can Ol: İlik ve Organ Bağışı, Sağlılı Gülüşler: Ağız ve Diş Bakımı, Artık Ağrımasın: Romatizma.
Yorumlar